7 Eylül 2010 Salı

Baharın son hali ve soda

Uzun zamandır giriş yapamıyoruz ama bari kızımızın son halini gösterebilmek ve takip edenlerimizi biraz güldürebilmek için bu videoyu sizlerle paylaşıyorum.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Bahar piknikte ve dişlerini fırçalarken




Eh diş hekimi bir annenin kızı dişlerine bakmayacak ta ne olacak :)
Havalar güzelleştikçe biz de kendimizi dışarıya atmaya başladık. İşte Bahar'ın Polonezköy fotoğrafları. Tabiki sevgili arkadaşlarımız Gülfem, Fatih ve iki minik kızının yanısıra Jülide ve karnındaki minik oğluyla beraber!

30 Nisan 2010 Cuma

Bahar ilk anlamlı kelimesini söyledi!

Artık evde baba, nene, dede'ye alışmıştık ama bunlar dışında mıyımıyı (kedi), avav (köpek), bu (bir şeyi göstererek bu diyor), mee (kuzu) vb şeyler de tamam ama bu alışılmış şeyler dışında eşyaları ve hayvanları hep çıkardıkları seslerle veya bu diyerek isimlendirmesine en sonunda dün nokta koydu.
Kızımız artık elmaya ''Alma'' diyor. Öz Türkçe oldu biraz ama olsun!

Şimdilerde ekmeğe E, çileğe Çİ, Peynire PE diyoruz. İkinci heceyi de eklediğinde sanırım hem etraftaki herşeyi indiren hem de durmadan konuşan bir kızımız olacak :)

Merakla başımıza açılacak yeni dertleri bekliyoruz :D:D:D

24 Nisan 2010 Cumartesi

Bol bol resim!
















































































































Son iki girişte hiç resim kullanamamıştım. Bu defa sırf resim gösteriyorum. Baharı ponpon kız yaptığımız, okulda eğlendiği, benimle uyuduğu, anne ve anneannesinin kucağında gezdiği pozlar. Bunlar geçtiğimiz 3 aya ait resimler.

9 Nisan 2010 Cuma

Bahar ilk cümlesini kurdu -Bıyı bıyı mıyı!

Doğal olarak başlıktan hiç bir şey anlamamış olanlar için cümleyi bebekçeden "büyük insanca"ya çevireyim; BENİ YIKA.

Hayır hayır kızımızı pis pis gezdirmiyoruz, konu sandığınız gibi değil. Baharla salonda oyun oynuyorduk. Tüm bebeklerini çamaşır sepetine doldurmuş o da içine girmişti. Oyunumuz banyoculuk. Bıyı bıyı burada bıcı bıcı anlamına geliyor. Çamaşır sepeti ise küvet (evimizde duşa kabin var ama:)) . Bahar önce bana dönüp Bıyı Bıyı Mıyı dedi.

Hani bazı anlar vardır ki onları anlamak içinorada olmak gerek. İşte bu da o anlardan biriydi. Kızımız beni yıka dedi. Biliyorum çok komik ama öyle işte. Önce onu yıkar gibi başını ovdum, sonrada bebeklerini göstererek "bebe" dedi ve tek tek bebeklerini yıkattı.
İşte bizim ev halimiz böyle bir şey!

Dün de annesinin ona aldığı oyuncak çadırın içine girmek yerine etrafında dönerek koşup teyzemle yakalamaca oynuyordu. Malum, teyzem benim çocukluğumun en büyük oyun arkadaşlarından birisiydi, şimdi de kızımın oyun arkadaşı. Hatta öyle ki bazen kim kimi azdırıyor bilemiyorum!
Teyzem benim kitap okuma alışkanlığı kazanmamda da en büyük etkendi. Küçükken yazlıkta beni yatağına alıp gece 3-4'lere kadar bana Aziz Nesin'in komik hikayelerini okurdu. Onun yüzünden babamın defalarca odaya gelip uykulu gözlerle şikayet ettiğini hatırlıyorum. Çünkü kikirdemekten tüm evi uyutmazdık! Dilerim kızıma da ileride aynı alışkanlığı böyle kolayca kazandırabiliriz.

8 Mart 2010 Pazartesi

Bahardan yeni haberler!

Kızımızın yeni numaraları:
1- Öpücük göndermek
2- Tükürük saçmak
3- Burun uzatıp babanın sürtmek (çünkü bunu ben öğrettim)
4- Her kapı çalışında "dede" diye fırlamak
5- Yaşına yakın kimi görse hemen gidip sevimlilik yapmak
6- Tüm büyüklere sevimlilik yapıp geri kaçmak
7- Eve gelen misafirlere 30 dakikada ısınıp onlara kitap okutmak (daha doğrusu resimlere bakmak)
8- Nezle olunca burnunu temizlemek (ama silme işini büyüklere bırakmak)
9- Çiş yaptıktan 10 dakika sonra ıkınma efektiyle bunu belli etmek (bir de öncesinde yapsa :D )
10- Kucaktan kucağa gezmek
11- Ver, al, kapat, koy, getir vb komutları anlamak ve istediğini yerine getirmek

Bahar iyice çocuk oldu ve Bilgenin (muhteşem) dayısı Ersan dayının dediği gibi karşılıklı iletişime geçmeye başladığı için onunla beraber olmak asıl şimdi daha da keyifli olmaya başladı. Aslında her yaşı (tabi şu ara her ayı demek gerek) çok keyifli ama artık bilinçli olarak hareket ettiği için sarıldığında bunu iç güdüsellikten daha çok bilinçli olarak yaptığını bilmek gerçekten insanı daha da mutlu ediyor.
Kış ayları geride kalıyor ama biz kızımızı hala lahana gibi giydiriyoruz çünkü kış daha gitmedi. Buna karşın nasıl kapıyorsa nezle oluyor gene.
Oyun grubunda tırmanmayı öğrendiği için Baharın bu sıralar yatağından inme teşebbüsünde bulunup düşmesini bekliyoruz.
Bu yüzden yastık alıncaya kadar her gece salondaki koltukların yastıkları onun yatağının yanına getirilip diziliyor ve bu şekilde en azından bir yerini yaralamasını engelliyoruz.

En yakın zamanda resim de ekleyeceğim.

28 Ocak 2010 Perşembe

Ve Bahar karla tanıştı!

Istanbul'a uzun zamandır kar yağmıyordu. en sonunda bir yağdı pir yağdı ve Bahar karla ilk önce camdan tanıştı. Arada gidip balkonun camından dışarıya baktı. Karın yağışını seyretti. Hatta bir iki defa ona pencereyi açıp yağan kara dokunmasını sağladım, bayıldı! Fakat iş dışarıya, karın içerisine çıkmaya geldiğinde değişti. Kar yüzüne gelince çok rahatsız oldu. Anı olsun diye dışarıda çektirdiğimiz resimde bile çok mutlu olduğunu söylemek zor. Gene de kızımın yüzünü cama yapıştıp buhar yapmasını ve onu eliyle bozmasını seyretmek çok güzeldi. Bunu ona ben öğrettim :) Tabiki buhar yapayım derken camı bol bol yaladığını da eklemeliyim. Sanırım dilini soğuk cama değdirmek hoşuna gidiyordu.













And Bahar meets with snow!

Well it has not been snowing in Istanbul for a long time. But when it snowed it was like hell here. The life nearly stopped in the city. Bahar was watching the snow falling and I even took her out from the window a few times to let her touch the snow and she liked it. But what she liked more was to cover the window with her breath and than wipe it with her hand (I thoguht this to her). Of course she licked the window a lot while trying to do that. I think she liked the feeling of the cold glass on her tongue. We took her our for 5 minutes just for a photo but she was not too happy outside.