31 Aralık 2009 Perşembe

Yeni yıl...

2008 yılı bize mutluluğu,Bahar'ımızı getirdi... Işıl ışıl gözleri,şen kahkahaları, minicik atan güzel bir kalbi ve daha pekçok güzelliği soktu hayatımıza... Yılın ilk yarısı ''nasıl olacak?'' dedirten bir şaşkınlık,ikinci yarısı ve son ayları ise ''hadi artık''dedirten bir sabırsızlık ve hazırlık aşamalarıyla geçti.
2009 ise bir önceki yılın sonunda gelen minicik bir bebeğin hayatımıza renk katmasıyla, bizim ve onun dünyaya alışmasıyla ve büyük bir koşturmacayla akıp geçti.Bütün dünya durdu sanki ve bütün aile tek bir varlığın peşinden koşar oldu.Hayatın anlamı bir anda değişti ve onsuz hayatın ne olduğu unutuldu... İlk kez gülümsedi,ses çıkardı,mamaya başladı,ilk dişi patladı,emekliyor,''dede'',''baba'',''nenne'',''mama''dedi,oyunlar oynamaya aklı eriyor, ilk adımını attı,yürüyor... Herkes artık bunları konuşmaya başladı...
2009'un bu son günlerinde içimde gelecek yılların umudunu taşıyorum.Kızıma daha iyi bir gelecek,daha güzel bir dünya ve karanlığın içinde olan güzel ülkemin refah ve huzur içinde aydınlığa çıkacağı günlerin hayalini kuruyorum.
Minik kuzum,
Günün birinde bu satırları okuduğunda etrafındaki herkesin senin mutluluğunla mutlu olduğunu,herkesin senin iyiliğin için çaba sarfettiğini ve saçının bir teline bile zarar gelse dünyayı yakacağını bilmeni isterim. Senin varlığın;içimizi ısıtıyor,yaşamımızı renklendiriyor,dünyamızı aydınlatıyor.Seninle bir yıl hep güzel geçti,geçireceğimiz bütün yıllar da en az bu sene kadar mutlu,sağlıklı,huzur dolu ve seninle geçsin...
Annen...

20 Aralık 2009 Pazar

Bahar 1 yaşındaaaa-This is her first birthday!






Cennet ışığım en sonunda dün 1 yaşına bastı. Artık kızın kaç yaşında dediklerinde "ne yaşı, daha ...aylık benim kızım" diyemeyeceğim.
Doğumünü Bahar için harika bir sürpriz oldu. Sabahtan evi süsledik, sonra ona uçan balonlarını getirdim. Bir ara dayanamayıp uykuya daldı ve uyandığında TÜM sevdikleri evin içerisindeydi ve o salona girer girmez tezahürat yapmaya başladı! Bahar sevinçten ne yapacağını bilemedi ve çok şaşırdı. Evin içerisinde kaç kişi vardı bilmiyorum ama şu anda 25 lik balon paketinden geriye kalan tam 17 balon evin içerisinde geziniyor!
Bu arada bir sürprizimiz daha var. Kızımın bu sabah salondaki iki büyük koltuk arasında annesinden bana yürüdü! Bu 7-8 adım attığı anlamına geliyor.
Kızımız büyüyor ve biz çok mutluyuz!

My heaven's light is one years of old since yesterday. Now when somebody asks about my daughter's age I won't be able to say "Not .. years but ... months".
It was a great surprise for Bahar. We put up the decorations aroudn in the morning. Then I went to the party house to get the flying baloons. Then seh went to sleep and when she woke up ALL the ones she love were in the house cheering for her. She was so happy that she could not know what to do and was really suprised. I didnot know how many people there was in the house but now there are 17 balloons out of the package of 25, traveling around the house as we kick them.

And we have another surprise. Our daughter walked between the two big couches at the saloon towards me which means she walked like 7-8 steppes without any support.
Our daughter is growing up and we are very happy.

18 Aralık 2009 Cuma

Akıp geçiyor zaman...

Zaman o kadar çabuk geçiyor ki; geçen sene bu saatler kızımın doğumu için hastaneye gitmeyi beklerken, şu anda 1. yaşgünü partisi için hazırlık yapıyoruz...O mışıl mışıl uyurken yatağında,ben bu satırları yazıyorum, babası ise yarın yapacağımız süpriz sunumu düzenliyor.
Çalışma hayatı yorucu, ama o kadar şanslıyım ki,arkamda Bahar'a benden bile iyi bakan bir anneanne,babaanne ve onunla çok güzel oyunlar oynayıp kendilerine şimdiden aşık eden iki dedemiz var...İşe gitmenin en keyifli yanı ise döndüğümde ayakları ve kollarını çırparak bağırması ve gözlerinin içindeki ışıltıyla beni karşılaması...Başka bir şansımız ise,minik kuzumuzun huysuz,iştahsız,sürekli ağlayan bir bebek olmayıp etrafına sürekli neşe saçması elbette.Herşeyi o kadar çabuk kapıveriyor ki,her gün eve geldiğimde kuzumun yeni bir hareket yaptığını hayretle izliyorum;bir yandan da kızımın hayatını kaçırdığımı düşünüyorum...
Uyku sorunumuzu hala çok çözdüğümüz söylenemez,saatlerimiz düzenli aslında; akşam en geç 10'da uyumuş,sabah da en geç 830'da uyanmış oluyoruz,ama hala geceleri iki kere kalkıyoruz,emmelerimiz de devam ediyor...Doktorumuz 2 yaşına kadar emzirebileceğimi,uyanmaların da normal olduğunu düşünüyor, ama ben kışı atlattıktan sonra nisan gibi artık bıraktırmayı düşünüyorum,çünkü alışkanlık haline gelmesinden korkuyorum.Gece uykuya geçişlerimizde önce biraz emip arkasından beraber döne döne uyuyoruz;biraz mahmur halde yatağına bırakmaya kalkınca ya hemen kalkıp oyun oynamayaikendini sarkıtmaya başlıyor, ya da hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.
Babasının da dediği gibi yürümeye başladı,ama canı isterse ve gaza gelirse 1-2 adım gidiyor,ama cesareti henüz gelmedi,zorlamamak gerek sanırım,canı ne zaman isterse o zaman ayaklanacak.
Bir de bu aralar bana çok düşkün olamya başladı,beni etrafında görmezse''nennne gel''demeye başlayıveriyor hemen;annelik olağanüstü bir deneyim,dünyadaki hiçbirşeye benzemiyor...Bir an önce büyüdüğü,beraber tiyatroya,sinemaya,alışverişe gideceğimiz,oturup dertleşeceğimiz günleri iple çekiyorum...
İyi ki doğdun kızım,ailemize bambaşka bir renk,ışık getirdin;hep mutlu ol,yüzün hep gülsün...

İşte Bahar'ın ilk adımlarıııı

Kızımızın ilk adımları! Yürüdükçe mutlu oluyor, heyecanlanıyor! Ben ise her izlediğimde seviçten ağlamamak için kendimi tutuyorum :)

">

7 Aralık 2009 Pazartesi

Bahar yürüdü!

Bu tarihi anı kaçırmamak adına hemen yazmak istedim.

BAHAR DÜN AKŞAM YÜRÜDÜ!

Dün akşam karşı komşularımızı ziyarete gitmiştik. Onların da dünya güzeli 2 minik kızı var. Dün otururken Bahar iki koltuk arasında, yaklaşık 2 metrelik bir mesafeyi yürüdü! Annesinin kollarında son bulan bu tarihi anda annesi de ben de az kaldı mutluluktan ağlayacaktık ama komşularımızda olduğumuz için kendimizi tuttuk. Bu sabahta anneannesine doğru 2 adım attı.

Sanırım 1 aya kadar evin içerisinde daha büyük ve mutluluk verici bir kaos bizi bekliyor olacak.

3 Aralık 2009 Perşembe

Bahar yürümek üzere

Artık emekleme dönemi "Ferrari hızında" emeklemeye dönüşmüş durumda. Baharı bırakıp arkanızı dönmeye gelmiyor. Hooop 2 metre emeklemiş hatta ayağa kalkıyor durumda yakalıyorsunuz. Hanımefendi artık herhangi bir yere tutunup ötekine geçerek ayakta evi geziyor. Hatta adımının yetmediği yerlerde 2 saniyeden 5 saniyeye kadar değişen aralıklarda ayakta durup ağırlık değiştirerek öteki tarafa ulaşıyor. Tabiki bir yere tutunup sıralıyor hatta dans ediyor! Tam yaşında yürüyeceğini düşünüyoruz.
Annesi Tomy'nin bir oyuncağını aldı. Buna tutunup vırrn diye efekt yaparak arabayı evin içerisinde ve ayakta olduğu halde sürüyor. Hatta gene bayağı hız yaptığını söyleyebilirim.
Bana ve tüm erkeklere dede anne ve anneannesine ise nene diyor. Dede kelimesi ağzından net çıkıyor ama nene de N lerin üstüne basarak söylüyor. Ona göre tüm erkekler dede. Ama özellikle İsmail dedesi onunla çok oynadığı için onu resimde gösterip dede diyor.
Parmağıyla istediği şeyi gösteriyor.
Ekmek yemeye ve tabiki onu parçalamaya bayılıyor. Benim en büyük kabusum boğazına bir şeyler kaçırması. Doktor yemekleri tamamen ezmek yerine azıcık parçalı verebileceğimizi söyledi ama ben her seferinde boğazına bir şeyler kaçırıp öksürdüğünde ömrümden 1-2 sene kaybediyorum.
Bu arada annesinden hepimize geçen öksürük yüzünden çok çekti, burnu da çok aktı ama Allahtan ateşi olmadı. Şu aralar hepimiz toparladık ama bu defa da dede ve anneannelere bulaştı.
Baharın doğum gününe 16 gün kaldı ama doğduğu gün dün gibi.
Bu arada hayatımız tamamen değişti. Evliliğimiz değişti hatta biz değiştik.
Artık tüm hayatımız ve mutluluğumuz o.
Başladığımız tango kursuna ara verdik. Ben şimdi Bilgeyi İspanyolca öğrenmeye yönlendiriyorum. Bakalım kandırabilecek miyim :)
Buradaki fotoğrafta Bahar ortada, 8 Kasım'da çekildi. Soldaki Asya sağdaki ise Aslı :) Fenerbahçede kahvaltıdayız.

27 Eylül 2009 Pazar

Bahar Emekliyor!-Bahar is Crawling!




Bahar 10 gündür emekliyor! Eskiden geri geri yürürken veya ancak poposunu çevirebilirken şimdi minik bir Ferrari gibi evin içerisinde hızla dolaşıyor, koltuğa dayanarak ayağa kalkıp yan yan yürüyor. Tabi tüm bu çabalarının sonunda da poposu üstü düşüp ağlıyor. Artık evin içerisinde hiç bir şey güvende değil.
Çekmeceleri karıştırıyor, tüm örtüleri aşağıya çekiyor ve erişebildiği herşeyle oynuyor. O kadar hızlı ki bir saniye bile yalnız bırakmaya gelmiyor.
Tüm fişleri kapattık, masa örtülerini aşağıya salmıyoruz artık. Fakat tüm bu önlemleri almamızın yanısıra ;bugün misafirliğe gittiğimiz arkadaşlarımızdan da bir ders aldık. Evin düzenini değiştirmek yerine, Bahar'a "Hayır" kelimesini öğretmeye karar verdik. Yapmasını istemediğimiz şeyler için onu açık bir şekilde HAYIR diyerek uyarmaya başladık. Şimdilik işliyor gibi ama öğreninceye kadar neler olacak çok merak ediyorum.
Ayrıca ne kadar rastlantı, ne kadar değil bilemiyorum ama bugün benim gözlerimin içine bakarak ilk defa "baba" dedi. Daha önce bunu bir tekerleme gibi devamlı olarak tekrarlarken bugün yalnızca bana bakıp iki defa "baba" dedi. Ne kadar mutlu olduğumu tahmin bile edemezsiniz.
Bir kızım olduğu için çook mutluyum.
Allah'a bana böyle güzel bir kız verdiği için de dua ediyorum.

Bahar has been crawling for the last 10 days! She was walking backwards or just moving her bottom and now she is fast crawling in the house like a Ferrari. She can take a support from the couch and stand up. Than she starts walking sideways. After all her efforts she falls down to her bottom and starts crying. Nothing in the house is safe. She is too keen about what is inside the drawers or on the dining table. So we took some precautions in the house. But we also have learned a lesson from one of our friends today. We are trying to make her understand the word "No". So when we see something that we do not want her to do we are saying clearly and sharply "No!". It looks like it is working now but I wonder what is going to happen untill she fully understands what we are saying to her.
Today she looked me in the eye and said "papa". I don't know if it is a considence or not. Before she was just saying continously rolling the word in her mouth but today she looked at me and said "papa" 2 times. You can never guess how happy I was.
I am very happy that I have a daughter.
I am praying to god for giving me such a beautiful daughter.

13 Eylül 2009 Pazar

2 aylık tembellik sonu




















2 aydır kızımızla ilgili bir şeyler yazamıyoruz. Bunun sebebi hem çok yoğun çalışmamız, hem tatile çıkmamız hem de tembellik etmemiz. 2 ayda o kadar çok şey birikti ki anlatmakla bitmez. Öncelikle kızımız tel sarar ve alkış yapmaya başladı :) 8. ayda 8.250 kg olması gereken kızımız 9.550 kg olarak anneanne ve babaannesinin çabalarını boşa çıkartmadı.
İsmail dedesini tamamen oyun arkadaşı olarak gören kızımız dedesinin "gel gidelim" sözünü duyar duymaz kollarını ona uzatıveriyor.
Bilgeyle kızımı Ayvalık'a gönderdikten sonra evdeki ilk gece benim için çok kötüydü. Ne evde uyurken nefes alışverişini dinleyip yüzünü seyredeceğim bir kızım ne de sarılıp uyuyacağım eşim vardı....
Geceleri kalktığımızda hem kızımız korkmasın hem de biz uyku sersemliğiyle sağa sola çarpmayalım diye bir gece lambası yakıyoruz. İlk gece o lambayı yakmadan uyuyamadığımı itiraf etmeliyim.
Ayvalığa Bilgeyle kızımı almaya gittiğimde ise babamların yazlığı bir çocuk bahçesine çevirdiklerini gördüm. Salıncak, küçük bir şişme havuz, tavana asılı bir bebek yatağı, komşudan ödünç alınmış ve yatak odamıza konulmuş ikinci bir bebek yatağı, bir sürü oyuncak, elbise, bebek bezi.... Bahar, etrafında dolaşan annesi, teyzem, babaannesi ve ninesinin yanısıra bir de onu kucağından indirmeyen dedesiyle kocaman bir sevgi çemberi içerisindeydi.
2 günlük tatilden bir şey anlamadan İzmir havalimanından dönerkense babamın hayatı boyunca hiç bu kadar hüzünlendiğini görmemiştim.
Bu iki ay içerisinde Bahar bayağı bayağı bebeklikten çıktı ve çocuk olma yolunda ilerliyor.
Artık kendi kendine oturabiliyor, hatta minik desteklerle koltuğa dayanarak durabiliyor veya yürüyebiliyor. Eğer sarkan bir örtü görürse hemen çekip üzerindekilerle beraber indiriyor.
Arabasından ana kucağını çıkartıp puseti koyduk. Bu da annesini biraz hüzünlendirdi. "Kızımız artık iyice büyüdü" dedi.
Bu arada çok şanslı bir anne babayız çünkü kızımız suyu çok seviyor. Denizden çıkmak istemedi. Güneşten onu her ne kadar korusak ve uygun saatlerde denize gitsekte biraz yanıp kara kız oldu.

Bu arada bloğu okuyanlara küçük bir not: İzmire giderken Pegasus hayatımdan gördüğün en kötü hava hizmetini sundu. Hostesler "lütfen" kelimesini bilmiyordu ve inişi çok kötüydü. Uçaktaki koltuklardan biri bile kırıktı! Dönerken Sun Express'le uçtuk ve çok memnun kaldık.

3 Temmuz 2009 Cuma

Kızımız havuza girdiiiii






Baharımızı en sonunda suya soktuk. Ersan dayısının evinde 5 dakikalık suyla ilk tanışma macerası oldukça keyifli geçti. Hani neredeyse bıraksak destek almadan yüzecekti. 6. ayı itibariyle tam 8 kilo ve 62 cm olan kızımız boy atmada değil ama kilo almada dünya rekoruna doğru gidiyor ! Artık eski agular yerini mamamama'lı ağız hareketlerine bıraktı. Bir de hangi yanağı görse hemen saldırıp emmek istiyor. Kızımız çook obur olacak :D
Artık uykuları uzamaya başladı. Geçenlerde toplam 7 saat aralıksız gece uykusu uyudu. Tabi biz buna alışık olmadığımız için 3 saatte bir kalkıp nefesini kontrol ettik.
Daha önce kızımın hiç büyümesini istemediğimi yazmıştım. Fakat şimdi büyüdükçe daha da tatlılaştığına şahit oluyorum. O yüzden bu kez de büyümesini istiyorum. Zaten doğa kanunları benim ne istediğime pek aldırmıyor :)
Kızımız katı gıdaya geçti. İlk önce sebze sonra da meyve püreleri. Doğal olarak kakası da kokmaya başladı. Bir de günde 2-3 kez kaka yapıyor artık. Gene de yemek konusunda bir şikayetimzi yok.
Evet bu blog girişi bol bol yemekten bahsettim ama ne yapayım benim ki pek tombiş bir kız oldu :)

* Havuzda fotoğraf değil video çektiğimizden bir ara onu da editleyip koyacağım.
İşte yeni fotoğraflarrrr. Hem 1 hafta sonra dayısını havuzundakiler hemde ilk annesiyle ve bnimle beraber girişi. Ama maalesef benimle videosu var fotoğrafı yok :)

8 Haziran 2009 Pazartesi

Çalışma hayatı...


25 Mayıs itibariyla çocuk polikliniğindeki işime geri döndüm.Daha önceden yaptığımız organizasyonla, annemle babam Antalya'ya seminere gidecekleri için babaannemiz 1 hafta bizimle kaldı. Doktorumuz düzenimizin bozulacağı konusunda bizi uyarmıştı, uyarılarında da haklı çıktı.En büyük değişimi uyku düzenimizde yaşadık.Daha önce en geç akşam 9:00'da uyuyan kızımız bizimle daha çok vakit geçirmek istediğinden 10:30- 11:00lerde uyumaya başladı, ama sabaha kadar da en az iki kere uyanmaya da devam etti.Gündüzleri de biberonla aldığı sütten bir türlü doymak bilmedi, iki ayda buzlukta biriktirdiğim süt depomu bir haftada eritti;bunu da doymadığına değil, emme refleksini biberondan tam karşılayamadığına yordum,ama yine de ilk zamanlarda doktorumuzu arayıp ek gıdalara geçmemiz gerektiğini de düşünmedik değil.Her işten gelişimde de yüzünden gülücüklerini eksik etmedi kuzucuğum.
Doğumdan bir yıla kadar devam edecek olan 1,5 saatlik süt iznimi sabahları geç giderek kullanıyorum,işyerimin evime daha yakın bir yere taşınması doktorumuzun da önerisiyle gün aşırı öğlenleri eve gelerek Bahar'ı emziriyorum,yemeğimi yiyorum ve işime geri dönüyorum.Salı ve perşembe günleri muayenehaneye gidiyorum,07:00 - 07:30 gibi eve geliyorum ve kuzumla özlem gideriyorum,diğer günler en geç 05:30'da evde oluyorum;cumartesi günleri de hastam oldukça gidiyorum ve biran önce eve dönmek için sabırsızlanıyorum.
Çok özlüyorum bebeğimi,gözlerim doluyor evden çıkıp onu bıraktığımda;ama işimi de çok seviyorum ve ona iyi bir gelecek sağlamak için de çalışmak zorundayım.Her ikimiz de bu sürece alışacağız, dünyadaki tek çalışan anne ben değilim.Ağabeyimle ben de çalışan bir annenin çocuklarıydık,annem bize hep güzel vakit ayırıyordu;ben de böyle bir anne olacağım ve kızım da umarım beni anlayacak büyüyünce...

Babanın eki: Evlenmeden önce Bilge'nin iyi bir eş olacağını, ömrümün sonuna kadar sevgilim kalacağını biliyordum. Fakat bir o kadar iyi bir anne olduğunu da görmek beni çok mutlu ediyor. Her erkeğin hayalinde annesi kadar iyi anne olabilecek bir kadınla evlenmek vardır. İşte Bilge tam öyle bir anne oldu. Son derece fedakar, bebeğini çok seven ve onun için hayatını veren bir anne o. Tabi ki ben de bu yüzden çok şanslı bir erkeğim. İnsanın böyle bir eşi olunca onu el üstünde tutmayacakta ne yapacak :)
Bende en az Bilge kadar özlüyorum kızımı. Üstelik bu sıralara oldukça geç saatlere kadar çalışıyorum. Bu yüzden her ikisini de özlüyorum. Bazen ev içerisinde yanlızca günaydın ve iyi geceler dediğimiz oluyor. Aynı evin içerisinde görüşemiyoruz bile. Tabiki bu daha büyük bir özlem olarak geri dönüyor ve kavuşunca daha da keyifli oluyor.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Bahar 5 aylık oldu...



Zaman o kadar çabuk geçiyor ki... Sanki dün doğmuş gibisin bebeğim.Seninle geçirdiğim her gün ayrı bir keyif veriyor bana;her gün yeni bir güzelliği keşfediyorum seninle.
Artık oyunlar oynamaya,karşındakileri tanımaya,kahkahalar ve çığlıklar atmaya,anlaşılmasa da konuşmaya başladın.Gecenin bir yarısı uyanıp emdikten sonra uyumayıp bir anda rüyanı anlatmaya başlıyorsun(biz öyle düşünüyoruz) cin gibi gözlerle...Uyuman için babanla seni sallarken bir yandan hiç ses çıkarmamaya çalışırken,bir yandan da çıkardığın seslere bıyık altından gülüyoruz.
Dün Almanya'dan gelen kuzen Özlem'in henüz 2,5 aylık oğlu Noah Deniz'le anneannelerde buluştuk,ikinizi biraraya getirdik,kan çekti herhalde hemen elele tutuşuverdiniz,ama henüz sevmeyi değil tırnaklamayı becerdiğin için fazla yakınlaştırmadık tabi.o da senin gibi obur biraz, 2 ay sonra senin gibi tombik bir kuzu olacak...
Bugün çok sevdiğimiz doktorumuza da gittik kontrole,pazartesi günü işe başlamadan önce yapmamız gerekenleri danıştşk doktorumuza.Bugün itibariyle 7,200 g. ve 64cm. olmuşsun.Rotavirüs aşımızı da ağzımıza damlattı Alper amca,öyle keyifle yudumladın ki,bir ay sonra başlayacağımız ek gıdaları da böyle keyifli yersin umarım.
Bir yaşına kadar yasal hakkım olan 1,5 saatlik süt iznimi sabahları kullanıp,doktorun tavsiyesi üzerine de öğlenleri eve gelip hem seni,hem kendimi doyuracağım.Akşamları da 5'de klinikten çıkıp muayenehaneyi mümkün olduğunca cumartesilere kaydıracağım ki seninle geçirdiğim vaktim daha uzun ve kaliteli olsun.Doktorumuz bu ilk ayın ikimiz için de biraz zor geçeceğini,ama zamanla alışacağımızı söyledi,deneyerek orta bir yol bulacağız artık;merak etme her geçireceğimiz dakikanın keyfini çıkaracağız.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Kızımız 4,5 aylık...

















4.ay kontrolümüzde kızım 61 cm. ve 6,660 kg. idi. Doktorumuz bu kadar bir kız bebeğin ortalama 6 kg. ve 60 cm. olması gerektiğini, Bahar'ın normal sınırlarda olduğunu söyledi. Biraz obur ve iştahlı bir bebeğimiz var,annesine çekmiş olsa gerek... Çok şanslıyız ki bebişimiz doktorunu çok seviyor,hiç sorun çıkarmıyor,aşı olsa bile biraz ağladıktan sonra etrafına yine gülücükler saçmaya devam ediyor.
Bu haftasonu gittiğim sağlık ocağında kilosunun 7 kg.ya çıktığını farkettim, bu gidişle bizimki erken büyüyecek,ele avuca top top gelmeye başladı. Doktorumuzun artık izin vermesiyle oturmaya ve ayağımızın üstüne basmaya başladık.Arabasında otururken ellerini tuttuğumda kendini ve poposunu kaldırıp ayağa kalkıyor ufaklık,ama yüzüstü durmayı hiç sevmiyor hemen bağırarak onu almamızı istiyor, sanırım bizimki emeklemeden direkt yürümeye başlayacak. Bir de inanılmaz geveze...Sürekli birşeyler anlatıyor,kendisiyle konuşulduğunu anlayıp cevap veriyor... Sanırım zor günleri biraz atlatıp;keyifli çağlarına gelmeye başladık,arkadaşlık yapmaya başladı bizimle,daha anlamlı bakmaya ve kendini daha bir oyalamaya da... Bakalım daha neler bekliyor bizi...

İlk anneler günüm...













Bu aralar biraz tembellik ettim, blogu boşladım;ama en anlamlı günü atlamak elbette imkansızdı.
Annem;
Minişimi kucağıma aldığım günden itibaren senin paha biçilmez değerini daha bir anladım. Karşılıksız sevginin, fedakarlığın, ömür boyu sürecek bağlılığın ne demek olduğunu anladım. Her geçen gün sana olan sevgim bir çığ gibi büyümeye devam ediyor.Bundan önce seni üzdüğüm her an için binlerce kez özür dilerim güzel annem...
Sevgili kızım,
Bu ilk anneler günümde, pek birşeylerin farkında olmasan da sen, gözlerinin içine baktığım her an, aldığın her nefes bana verdiğin en büyük hediye olarak kalacak. Bu sene senin sayende ben de annelik duygusunu tattım;hayatımın sonuna kadar da devam edeceğim.Her geçen gün ne kadar büyüdüğünü şaşırarak izleyecek, her yaptığın harekette seninle gurur duyacağım.Bana en güzel duyguları yaşattığın için de hep teşekkür edeceğim minik kuzum...
Levent ve Özge'nin ailenin annelerine hediyesi olarak 10 Mayıs Pazar-dün- Fenerbahçe'ye ailece bruncha gittik,günü kutlanan annelerden biri olmuştum ben de artık. Bahar'dan büyük çocukları görünce bizimkinin o günlere nasıl geleceğini merak ettim, ama sanırım yıllar o kadar çabuk geçecek ki anlamayacağım bile; her dakikasının keyfini doya doya çıkarmak gerek...
Tüm annelerin günü kutlu olsun...

9 Nisan 2009 Perşembe

Bahar geldi...

Sonunda kızımızın mevsimini karşıladık. Bu sene hiç kar yağmamış olsa da, soğuklar yakamızı bir türlü bırakmadı, güneş özletti kendini.Güneş biraz yüzünü
gösterince de bu hafta fırsat buldukça doğal D vitamini ihtiyacımız için dışarıya attık kendimizi.Doğumuma 1 hafta kalıncaya kadar çalıştığım düşünülürse kızımın da sürekli gezmek istemesinin, hareketi sevmesinin nedenini anlamak zor değil herhalde.Hapşırıklar biraz arttı,umarım babasının allerjik bünyesini almış olmaz,doktorumuz kontrol altına alınması gerektiğini söyledi,ileriki dönemlerde anlayacağız bakalım. Bugün ilk defa babaannemiz ve büyük ninemizle Caddebostan sahiline gidip deniz havasını çektik içimize, güneş yüzüne geldiği anda huysuzlandı bizimki, kısa bir yürüyüşün ardından benim kucağımda bitirdi sahil keyfini,eve döndüğümüzde ise mışıl mışıl uykuya daldı ve ardından dedesiyle oyunlar oynadı...

1 Nisan 2009 Çarşamba

Bahar ve dayısı...




Biz ağabeyimle küçüklüğümüzden beri iyi anlaşırız dersem pek doğru olmaz, ama hep birbirimizi çok sevmişizdir. Onun gözü hep benim üzerimdeydi bilirdim, ben de hep onu örnek almışımdır tüm yaşamımda bunları birbirimize pek belli etmesek de...Ben ağabeyimi hep çok sevdim, evde beraber oyunlar icat ettiğim, yaz geceleri beraber dışarı çıktığım, zaman zaman da dertleştiğim ağabeyimi...
Doğum yaptığım gün blogumuza yazdığı satırlar beni çok duygulandırmıştı:
cocukken bilgeyi kizdirmak icin bebeklerini alip saklardim. simdi gercek bir bebegi var ve inanilmaz güzel.
İşte o bebekle o kadar güzel anlaşıyor ki dayısı bazen kıskanmıyor değilim vallahi:) Dayısı kızımızı çok özlüyor,fırsat bulduğunda görmeye can atıyor,uyuyorsa da mutlaka uyandırıp onu sevmek istiyor.Bizim kuzu da o kadar mutlu ki dayısının yanında, onun o yumuşak,sakin sesini duyduğunda bütün dertlerini unutup dayısının gözlerinin içinde kaybolup gidiyor sanki. Hamileliğimde kızımın gözlerinin renginin dayısınınki gibi olmasını o kadar çok istemiştim ki, dayısıyla yakınlığı ta ordan başlamış demek ki...Gözlerimiz de şimdilik zeytin yeşili görünüyor bakalım...
Bugün de dayımız, kayakta sakatladığı dizinden ameliyat oldu,biz de ailece ona geçmiş olsun demeye gittik,dayısı hemen aldı tabi kucağına ve Bahar'ımız da ona moral getirdi sanırım...
Bir an önce iyileşip daha nice güzel günler olsun inşallah... Bahar da yürümeye başlayınca dayısıyla beraber neler neler yapacaklar daha...

31 Mart 2009 Salı

Kızım gittikçe daha çok büyüyor...

Bilgisayarımın başına oturup da Bahar'ımızın geçmiş fotoğraf ve videolarına baktım da, zaman ne kadar çabuk ilerlemiş hiç farketmeden... 3,5 aylık olmak üzere ve her gün yeni bir huyunu keşfediyorum kızımın.Bu aralar bilinçli bakışlar başladı, artık herşeye daha bir manalı tepkiler veriyor,sevildiğini anlayınca gülüyor,biraz yüksek sesle konuşulunca ağlıyor ve oyunlar oynuyor.Sabahları da yatakta kendiliğinden uyanıp bizi de kahkalarıyla uyandırıyor.Bunu ilk keşfettiğim tarih 15 Mart Pazar sabahıydı;bir anda sabahın 730'unda kıkırdamalarına uyandık hanımefendinin ve sonra da fıkır fıkır hareketler başlıyor tabi.
Bir de bizim minik gündüz uykularını pek sevmiyor,sevdiği şeyler tabi ki anne memesi,banyo ve gezme... İnanır mısınız hırkasını giydiği anda dışarı çıkacağını anlıyor kuzu ve sabırsızlıkla bekliyor.Çıktığımız anda da hemen meraklı meraklı etrafa bakmaya başlıyor ve eve dönüş yolunda da oksijen fazlalığından dalıyor uykuya.Geçen hafta aldığımız kanguru da bu işimizi kolaylaştırdı.Bu dışarı çıkışlarımızdaki en büyük yol arkadaşımız da kuzen Deniz teyze tabi ki, Bahar onu çok seviyor,hep değişik şeyler yaptırıyor çünkü ona...

22 Mart 2009 Pazar

Bahar 3 aylık oldu ve Asya arkadaşını ziyarate gitti





Kızımız bu ayın 19'unda 3 aylık oldu. Ben biraz meşgul olduğumdan ve annesi de fırsat bulamadığından siteyi güncelleyemedik. Artık eller kollar iyice oynuyor. Hatta dün eliyle bir oyuncağını tutup oynamaya çalıştı ama tabii acemiliğinden düşürdü. Hemen videoya çekip bu tarihi anı ölümsüzleştirdim. Tempomuz devam ediyor. Kızımız da büyüyor. Küçülen elbiselerinin yerine yenisini alsakta Gülfem teyzesinden gelen Elif'in ve Defne'nin eski elbiseleri gene stoğumuzu güncelledi. Bol gülücük ve neşeyle yaşamımız decam ediyor. İşte size arkadaşı Asya ve annesi Ceylan ile beraber fotoğrafları. Bu arada Ozan'ın çok iyi bir baba olduğunu da düşünüyorum. Ama o günkü ziyaretimizde Aslı arkadaşı gelemedi. Bu üç bebeğinde doğumları arasında çok yakın süreler var ve en büyük hayalim üçünü giydirip süsleyip fotoğraflarını çekmek.
ENGLISH VERSION IS HERE :D
She is growing up weekly. You can see the difference easily. Yesterday we went to visit one of our friends Ozan and Ceylan and their lovely daughter Asya. This is the first (or is it the second ? ) time that they see each other. Asya is 3 months older than Bahar. But the difference of thebody size is huge. Ceylan is caling her daughter Köfte (Meatballs) and we are calling our daughter Meksikalı (The Mexican). We had lots of fun. I was so busy last month. I went to Hannover than had a busy schedule so that's why I could not have the time to update the blog. I will do my best :) By the way, Bahar used her hands for the first time to hold her toy and play with it! She was a little unexperienced but she managed to shake it. So I did not miss the chance to take the video of the moment.

24 Şubat 2009 Salı

Kızımız 2 aylık oldu...



Günler,haftalar derken, 2 ay geçti Bahar'ımızla olan hayatımızda...Her geçen gün o bize, biz de ona daha çok alışmaya başladık. Elbette daha küçücük bir bebek,daha düzenimiz tam oturmadı, ama çok şükür bizi çok üzen bir bebek değil kızımız. Gece gündüz farkından müzdarip bir sürü ebeveyne göre bizim kızımız gecelerini uyuyarak geçiriyor; yavaş yavaş gece uyumalarının saatleri uzamaya başladı. Doktorumuz her ne kadar 3 saatte bir uyandırmaya 2.ay bitene kadar devam etmemizi istese de, benim bünyemi de zorlamaya başladı uyanmak ve kurulmuş saate rağmen uyanamama rağmen en ufak bir fıkırdamasında uyanıyorum. Acıktığını bir şekilde belli ediyor zaten ufaklık,ben de izin veriyorum doğrusu uyumasına biraz içgüdüsel olarak hareket ederek. Zaten gündüzlerini de pek uyuyarak değil de etrafı seyrederek ve bizimle cilve yaparak geçirdiği için 9 gibi pestili çıkmış oluyor.


Başlarda gece 8-12 arası çok sıkıntı çekiyorduk,sürekli vızıldanma,ağlama nöbetleri ve uyumaya dirençle karşılaşıyorduk, ama bunu salonda yaşıyorduk. Ben de 1 haftadır 8'den sonra odasına çekilip emzirme,alt değiştirme ve uyutma seanslarını orada yapmaya başladıktan sonra epey farketti ve sanırım gaz sancılarımız da azalmaya başladığı için daha rahat uykuya geçebiliyor artık.Gaz sancılarının azalmasında arkadaşımız Dilek'in önerisiyle içtiğim rezene,kimyon ve anason karışımı çayın da çok etkisi oldu,ona minnettarım, diğer arkadaşlarıma da tavsiye ediyorum hep.


İşte minişimizin omuz keyfinden en son haliyle bir görüntü...


Arkadaşımız Ebru'nun ikinci bebeği de 10 günlük oldu,onları ziyarete gittiğimizde bizim bebiş ne kadar büyümüş görünüyordu....

11 Şubat 2009 Çarşamba

Kızımın 40 duası oldu-40 days praying of my daughter



Kızımın 3 Şubatta yani bizim nişan yıldönümümüzden bir gün önce 40 duası yapıldı. Ailemizin hanımlarının katıldığı bu tören ile kızım artık zor dönemini atlattı. Artık kızım kocaman bir kız oldu :D Açıkçası ben çocuğum olmadan önce böyle şeylerden bihaberdim. İnsan bunları gördükçe öğreniyor. Kızımın son zamanlarda aksayan uyku düzeni ise duadan sonra düzeldi :D Üstelik annesi dua sırasında kızımın, benim yakalamak için türlü numaralar denediğim, gülücüklerinden iki adet yakalayıvermiş.

There was a praying of 40 at 3rd of February, just one day before the 2nd anniversary of our engagement. (This praying is made for the new born baby as a blessing). The ladies of our family has joined this praying and with it my daughter just overcame the hard days. Now she is grown up :D Of course I learned these traditions (or religious needs. I am not so sure :) after I had a child. But after the praying she started to sleep in an order. And besides her mother just caught a couple of her beautiful smiles during the day. I tried to do every trick that I know to catch those smiles but I always failed.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Annelik...Minik kuşum ve ben...

Daha dün gibi aklımda varlığından haberdar olduğum gün...Büyük bir süpriz yaşatmıştın,ama tüm gelişimin süresince senin neye benzeyeceğini,nasıl büyüyeceğini, senin için iyi bir anne olup olamayacağımı merak edip durdum. Ve o gün, seni kucağıma aldığımda tüm acılarımı unutup bana melek gibi dokunduğunda hayatım boyunca tadamayacağım duyguları yaşattın bana... Hayal meyal hatırlıyorum aslında o günü,biraz şaşkınlık, biraz yorgunluk;ama bir tek sen aklımdasın meleğim...
Doğumhaneden çıktığımda babamın bana nasıl özlemle sarıldığını ve Burak'ın ikimizi beraber görüp ağladığını hafızamdan silemem hiçbir zaman. Bize de bu duyguları sen yaşatacaksın kuzum umarım.
Şimdiyse seninle beraber 1 ayım geçti. Beraber geçirdiğimiz her günün,her dakikanın, uykusuz her gecemizin tadını çıkarmaya çalışıyorum. Yorulsam da,bazen sıkılsam da,bana her bakışında Allah'a şükrediyorum senin gibi bir prensesi bana bahşettiği için. Anneliğin ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Annemin akşamları biraz geç geldiğimde bu kadar merak ettiğini, suratımı astığımda hemen neden üzüldüğümü anladığını, biraz hapşırsam neden bu kadar üstüme düştüğünü şimdi anlıyorum. Karşılık beklenmeden yapılan tek şey annelik...
İçim seni her gördüğümde öyle pırpır ediyor ki, hiçbir anını kaçırmak istemiyorum. Bizi hiçbirşey ayırmasın kuşum...Seni çok seviyorum. Uykulu, biraz sıkkın gözlerle sana baksam da bazen aldırma sakın,seninle herşey keyifli...

19 Ocak 2009 Pazartesi

Bahar 1 aylık oldu (Bahar is now 1 month old)



Tatlı kızımız birinci ayını doldurdu. Bu arada 4095 g ağırlığa ulaşan kızım bugün hastaneye kontrole gitti ve Allah şükür tüm testlerinden sapa sağlam çıktı. Bizde hem bu güzel haberleri hem de doldurduğu birinci ayını kutlamakiçin ona harika bir muzlu çikolatalı pasta alıp onun yerine yedik !

Bir insan yanlızca bir ay içerisinde bu kadar değişip anne ve baba olabilir. Sanki ailemizin iki kişilik hali hiç olmamış gibiyiz. Herşeyimiz ve tüm odak noktamız biricik kızımız. Dileriz birinci yaşını da, mezuniyetlerini de ve evlenip mutlu olduğunu da Allah bize gösterir.
Bizce hayattaki en büyük ödül bunları görmek olacaktır.

Hayattaki tek dileğimiz senin mutlu olman.
Biricik kızım seni çok seviyoruz.

Annen ve baban

Our sweetheart has lived her first month fully in her life. She now weights 4095 g. She went to the hospital today with her momy and grandmother for the usual check ups and thanks god that everything is fine with her. So to celebrate these good news and her first month we bought a nice banana-chocolate cake and ate it for her :) ! I think we had a great change in our life for this last month and became a mother and father ! İt's like we have never been a family of two but three. Our all focus is on her now. We hope we see her first age, her graduations, her marriage and her neverending happiness. The biggest reward for us will be to see these.
Our only wish in our life is your happiness.
Our only daughter, we love you too much.
Your mother and father.

11 Ocak 2009 Pazar

Sen hiç büyüme (You never grow up)



Canımın parçası kızım,

Büyüdüğünü izlemek çok keyifli olacak ama bir yandan da hiç büyümeni istemiyorum. Hep böyle çaresiz, etrafı keşfetmeye meraklı ama bir şey seçemeyen, mimikleriyle aslında bir şey anlatamayan ama son derece sevimli halinle kalmanı istiyorum. Üstündeki cennet kokusuyla, tombik yanaklarınla, bu ufacık halinle hep kollarımda kal ve ben seni ölünceye kadar hergün böyle seveyim.
Tabi ki imkansızı istiyorum.



İki deden de anneanen ve babaannen hatta nenen ve dayın senin için deli oluyorlar. Artık bizim evde tek konu sensin. Hele Levent dayının neredeyse hergün sırf seni görmek için bize gelmesi ve hevesle seni kucağına alması çok hoşuma gidiyor. İsmail deden seni incitmekten korkarak kucağına alıyor. Dinçer deden ise sana bayılıyor. Anneannen seni bir gün görmese özlüyor. Hepsinin bu duygularını gözlemlemek ve etrafında oluşan sevgi çemberini izlemek ise benim çok hoşuma gidiyor.


Gitgide büyüyorsun. Artık body'lerin yavaş yavaş küçülmeye başladı. Sanırım en geç bir aya bir üst bez numarasına geçeceğiz.

My daughter, the piece of my soul,

It is going to be a pleasure to watch you grow but on the other side I never want you to grow. Just remain like this;helpless, looking around with meaningless eyes, telling nothing with the mimics but extremely cute. I want you to stay in my arms forever with the perfume of heaven on your skin, pudgy cheeks, and little body so I can love you everytime.
But of course I am asking the impossible.

All of our parents are in love with you. All of our relatives are mad for you. There is a big cloud of love all around you protecting you from all the harm. It is so nice for me to watch people giving all their love to you.

You are growing up day by day. Your first clothes are getting smaller for you. I think at least in a mount we will be using size 2 diapers.